Küresel Ticarette Korumacı Politikalar Büyümeyi Engelliyor

Peyman Yüksel

Ekonomist  

Küresel ekonomide “Korumacı Politikalar”ın gündeme gelmesi, büyümenin sürmesine ve yatırımların gelişmekte olan ülkelere yapılmasına engel olarak gösteriliyor. Ekonomi uzmanları, özellikle ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının küresel büyümeye önemli ölçüde zarar vereceğini belirtiyorlar. Uzun vadede bu anlaşmazlığın devam etmesi; tüketicilerin daha az harcamasına, şirketlerin yatırım yapmamasına, Tüketici Güveni’nin düşmesine yol açacaktır. Bu durum da küresel büyüme politikası için olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Olumlu haber ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin’in, 20 Mayıs günü yaptığı açıklamada “Çin’le ticaret savaşını beklemeye alıyoruz.” demesiyle geldi. Çin ve ABD arasında bir hafta süren ticaret toplantıları sonunda Çin, aradaki ticaret dengesizliğini azaltmak için ABD’den daha çok mal ve hizmet alma sözü verirken iki ülke karşılıklı olarak açıklamış oldukları ek gümrük vergilerini durdurma kararı aldı. ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşında “şimdilik” yapılan ateşkes ilanı, dolarda küresel bazda yükselişe neden oldu.

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Küresel Ticaretin Görünümü konusunda yayımladığı raporda, 2017 yılında yüzde 4,7 oranında büyüyen mal ticaretinin 2018 yılında da güçlü bir şekilde büyümeye devam edeceği öngörüsünde bulundu. Küresel yatırım harcamalarında gerçekleşen artış, ticaretle bağlantılı olduğu gibi emtia fiyatlarında da artışa neden oldu. DTÖ yaptığı değerlendirmede, 2018 yılına ait beklentinin uluslararası ticaretin işlem hacminin yüzde 4,4 oranında büyümesi yönünde olduğunu belirtti. Örgütün; ticarette bu büyümeyi, piyasa döviz kuru üzerinden küresel gayri safi yurt içi hâsılanın (GSYİH)  yüzde 3,2 büyüme olarak öngördüğü,  2019 yılında ise uluslararası ticaretin azalarak yüzde 4’lük ılımlı bir büyümeyi beklediğini anlıyoruz. Bütün bunların yani 2008 küresel ekonomik krizi sırasında görülen ortalama yüzde 3’ün üzerindeki büyümenin, küresel ekonomi için sağlıklı ve olumlu bir gelişme olduğu ifade ediliyor.

 

Rapor, bu olumlu beklentiye rağmen ticarette tırmandığı görülen gerginliklerin, ticari güveni ve yatırım kararlarını etkileyerek büyüme eğilimini rayından çıkarması olasılığına da yer vermektedir. Ticareti kısıtlamaya yönelik uygulamaların denetlenemeyecek bir boyuta ulaşması halinde bu olumlu gelişmenin de baltalanacağı bunun da istihdama olumsuz etkisi olacağı kaydedilmektedir.

Raporda risklerin artışı:

  • Ülkelerin kısıtlayıcı ticaret politikalarına yönelmelerinin tüketiciler ve iş çevrelerinde yarattığı belirsizliklere ilave olarak gerginliklerin tırmanması ve ülkelerin misillemede bulunması,
  • Merkez Bankalarının parasal kısıtlamalarının döviz kurları ve sermaye hareketlerini olumsuz etkilemesi,
  • Boyutları henüz tam belirlenememekle birlikte jeopolitik gerginliklerin ve siber

saldırıların hizmet sektöründe olumsuzluk yaratması olasılığı ile açıklanmaktadır.

Diğer taraftan, yapısal reformlar ve genişlemeci mali politikalar sonucu ekonomik büyümenin güçlenmesi halinde uluslararası ticaretin kısa sürede hız kazanacağı da kaydedilmektedir.[1]

Dünyadan Ekonomik Veriler…

  • Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun bahar dönemi 2018 “Avrupa Ekonomik Tahminleri” raporunda, küresel büyümenin 2018 ve 2019’da yüzde 3,9 seviyesinde gerçekleşmesi öngörüldü. Euro Bölgesi ve AB’nde ekonomik büyüme, ilk çeyrekte hız keserek yüzde 0,4 seviyesinde gerçekleşti. Büyüme hızının bir önceki çeyreğe kıyasla yani yüzde 0,7’e göre yavaşladığı gözlemlendi.
  • Resmi verilere göre dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi olan Japonya ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde küçüldü ve ülkenin 1980’lerden bu yana yakaladığı en uzun ekonomik büyüme dönemi olan iki yıllık büyüme süreci sona erdi. Japonya yıllık bazda yüzde 0,6’lık bir küçülme yaşadı. Bazı ekonomi uzmanları, küresel düzeyde elektronik ürünlere azalan talebin bu küçülmede rolü olduğunu söylerken bazıları da ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının küresel düzeyde işleri yavaşlattığını belirtiyorlar.
  • Çin ekonomisinin ise imalat sanayine dayanan büyüme modelinden hizmetler sektörüne dayanan büyüme modeline geçişi küresel ekonomik dengeleri etkilemesi açısından dikkatle izleniyor. Çin’de imalat sanayi verileri Nisan ayı sonunda yatay seyrederken yeni siparişlerde gözlenen düşüşler, yükselen stok bilgisiyle birleşince önümüzdeki dönemde Çin ekonomisinin güç kaybedeceği öngörüsüne neden oluyor.
  • Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanlığı, Rusya ekonomisinin 2018 büyüme tahminlerini, beklenenin altında kalan ekonomik göstergeler nedeniyle aşağı yönlü revize etmeyi planladıklarını söyledi.  Rus ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 1,3 büyürken, kalifiye çalışan bulma, ABD’nin Rusya’ya yönelik uygulamaya koyduğu son yaptırımlar ve ödemeler dengesi gibi sorunlar çözülmezse yüzde 1’in altında büyümesi bekleniyor.

Ekonomik Krize Çare – Girişimci Üniversite Modeli

Küresel piyasalarda döviz kurlarındaki son aylarda yaşanan hareketlenmeler, 2008 yılındaki küresel ekonomik krizin bugüne yansımasıdır. O dönem piyasalardaki durgunluğun önünü açmak için bol miktarda para süren gelişmiş ülkelerin merkez bankaları, küresel yatırımcıların bizim gibi gelişmekte olan ülkelere yollar, köprüler, barajlar ve devasa yatırımlar yapmalarında etkili oldular. Gelişmiş ülkelerde parayı ucuz ve bollaştıran merkez bankaları, derin durgunluğa çare olsun diye basılan bol ve ucuz dövizleri, gelişen ülkelere akıttı ve geleceğimizi borçlandıran “sahte cennetler” yarattı. O zamanlar coşkuyla gelen, kabul gören bu yatırımlar şimdilerde yine aynı merkez bankalarının parasal sıkılaşmaya gitmesi neticesinde gelişmekte olan ülkelerden hızla çıkıyorlar. ABD’de faizlerin yükseltilecek olması piyasadan para çekileceği anlamına geliyor. Kredi maliyetlerimiz artıyor, yabancı yatırımlar azalıyor ve dövizdeki artışlar enerjiden hammaddeye her türlü kaleme yansıyor. Buna ilave olarak artan petrol fiyatları enerji maliyetimizin daha da artmasına neden oluyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin bu maliyetleri azaltması, orta gelir tuzağından kurtulması için yapısal reformların hızlandırılması gibi çeşitli yollar vardır. Bunların yanı sıra özellikle genç bir nüfusa sahip olan ülkemizde gençlerimizin daha üniversite hatta lise yıllarında girişimciliğe yönelmesi, inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarına önem verilmesi, akademisyenlerin buluşların, icatların ticarileşmesinde ön ayak olması, firmalaşmaya gidilmesi gibi konular ön plana çıkıyor. “Girişimci Üniversite” modeli olarak adlandırılan bu eğitim sistemi hakkındaki yazımızı derginin ilerleyen sayfalarında bulabilirsiniz.

Türkiye Ekonomi Verileri

AB Komisyonu’nun bahar dönemi 2018 “Avrupa Ekonomik Tahminleri” raporunda, Türkiye ekonomisinin 2018 sonunda yüzde 4,7 büyümesi, 2019 sonunda ise yüzde 4,2 seviyesinde büyüme kaydetmesinin beklendiği belirtildi. Talebi yönlendiren güçlü kamu teşvikleri ve dış talep faktörlerinin yerini özel tüketime bıraktığı ifade edildi. Türkiye’de enflasyonun 2018 yılı sonunda yüzde 10,9, 2019 sonunda ise yüzde 9’a inmesinin öngörüldüğü kaydedilen raporda, cari açığın GSYH’ye oranının bu yılın sonunda yüzde 6, 2019 sonunda ise yüzde 5,6 seviyesinde gerçekleşmesi öngörüldü. AB’nde çıkma kararı alan (Brexit) İngiltere ise Türkiye ile arasında yeni ve kapsamlı bir serbest ticaret anlaşmasının imzalanması konusunda istekli davranıyor. Türkiye ve İngiltere arasındaki ticaretin son 3 yılda yüzde 15 arttığı belirtildi.

Turizmde 2018 yılının ilk çeyreğinde bütün yılların rekorunu kıran Türkiye, yüzde 34,88’lik artışla 5 milyon 128 bin 406 yabancı ziyaretçiyi ağırladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, yılın ilk çeyreğinde Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülke İran oldu. İran’dan gelen ziyaretçi sayısı yüzde 14,4’lük artışla 738 bin 246 oldu. İran’ı yüzde 9,27 artış ve 475 bin 452 turist ile Gürcistan, yüzde 8,13 artış ve 416 bin 802 turist ile Almanya takip etti. Bu yıl 40 milyona yakın turist gelmesi ve geçen yılın 26,5 milyar dolarlık turizm gelirinin de 32 milyar dolara çıkması bekleniyor. Avrupa kruvaziyer pazarının da gözde ülkesi haline gelen Türkiye’ye son 5 yılda 5 bin 284 gemiyle 6 milyon 855 bin ziyaretçi geldi. Kuşadası, İstanbul, İzmir, Bodrum, Marmaris ve Antalya, gemilerin sıkça uğradığı limanlar arasında yerini aldı.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca yapılan açıklamaya göre, nisan ayında dış ticaret açığı yüzde 32,83 artarak 6,65 milyar dolar seviyesine yükseldi. Açıklamada, ithalatın yüzde 15,42 artış kaydederek 20 milyar 531 milyon dolar seviyesine yükseldiği, ihracatımızın tüm nisan ayları içinde en yüksek seviyeye ulaştığı, 2018 yılı Nisan ayında ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8,59 artarak, 13 milyar 879 milyon dolar olduğu belirtildi. “İhracatımız son 12 aylık dönemde bir önceki yıla göre yüzde 10,2 oranında artış ile 161 milyar 395 milyon dolar seviyesine yükseldi. 2018 yılı Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracatımız yüzde 8,9 artarak 55 milyar 64 milyon dolar oldu” denildi.

Nisan ayında yüzde 1,5 artması beklenen TÜFE’de yüzde 1,87 artış yaşandı. Yıllık enflasyon yüzde 10,85’e, çekirdek enflasyon ise yüzde 12,24’e yükseldi. Kasım 2017’de yüzde 12,98’e çıkan yıllık enflasyon hızı Mart’ta yüzde 10,23’e gerilemişti. Dövizdeki hareketlenmeler nedeniyle ulaştırma ve hammadde giderlerinde yukarı yönlü artışlar, Nisan ayı enflasyonunun yükselmesinde önemli oldu.

TÜİK verilerine göre işsizlik oranı, şubat döneminde yüzde 10,6’ya geriledi. İşsizlik geçen yılın aynı dönemine göre 2 puan düşerken, bir önceki ocak ayına göre de 0,2 puan gerilemiş oldu.

Ülkemizde özellikle son dönemde yaşanan dövizdeki hareketlenmeye ve orta gelir tuzağından uzaklaşmaya, işsizliğe çare olacak uygulamalar; para politikasının sıkılaştırılması, yapısal reformların iş piyasasında esnekliği arttırmaya yönelik olması, yabancı yatırımcıya güven ortamı yaratılması ve katma değer yaratan ürünlere, teknolojiye ağırlık verilmesidir. Türkiye ekonomisi bunlar sayesinde arzuladığı sürdürülebilir büyümeye kavuşacaktır.

*Bu makale TSE Standard, Ekonomik ve Teknik Dergisi Mayıs 2018 sayısında yayınlanmıştır.

[1] Küresel Ticarette 2018 Yılı Beklentileri Değerlendirme Notu / Bozkurt Aran/ www.tepav.org.tr

Scroll to top
error: