2015’in Ardından Ekonomiye Genel Bakış

[siteorigin_widget class=”SiteOrigin_Widget_Image_Widget”][/siteorigin_widget]

Dünya ekonomisinde 2015 yılı en çok konuşulan konular; düşen enerji fiyatları, Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz artış kararı, doların yükselişi, Çin ekonomisindeki yavaşlama, Rusya ekonomisinde zayıflama ve gelişmekte olan ülke ekonomilerindeki büyüme rakamlarındaki belirsizlikler olarak sıralanabilir. 2008 küresel ekonomik krizinden hem Amerikan ekonomisi hem de Avrupa Birliği (AB) oldukça sert bir şekilde etkilendi. Ancak günümüze kadar geçen sürede her iki ekonomiye de baktığımızda, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ekonomisinin daha hızlı bir toparlanma sürecine girdiğini görüyoruz.

Aynı hızla iyileşemeyen AB ekonomileri, daha önce ABD’nin uyguladığı Parasal Genişleme Programı dahilinde bankalarını destekleyerek kredi satışlarını hızlandırmak ve piyasaları bu sayede canlandırmak istiyor. Euro Bölgesi’nde bu yıl büyümenin yüzde 1,6 seviyesinde gerçekleşmesi beklenirken, sığınmacı krizi ve İngiltere’nin AB’den ayrılma olasılığı AB ekonomisini zorlayacak faktörler olarak öne çıkıyor.

2015 başından beri beklenen FED faiz artışı kararının nihayet Aralık ayında gerçekleşmesi, yıl boyunca doların önlenemez yükselişine sebep oldu. Dolara talep arttı, fiyatı ülke pariteleri karşısında güçlendi ve bu da kredi masraflarını yükseltti. ABD’nin daha önce denediği Parasal Genişleme Programı’nı terk etmesi, likitide bolluğunu ortadan kaldırdı. Bütün bunların sonucunda hem krediler ve yatırımlar için para bulmak zorlaştı hem de artan dolar fiyatından dolayı maliyetler yükseldi. Gelişmeler, özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerini zorlayarak büyüme rakamlarına yansıdı. Şimdi, 2015 yılındaki bu gelişmeleri tek tek ele alalım ve bu doğrultuda 2016 projeksiyonu yapmaya çalışalım.

Petrol Fiyatları Neden Düşüyor?

Brent türü petrolün varil fiyatı Aralık 2015’te son 11 yılın en düşük seviyesine indi. Fiyatlar üzerindeki aşağı yönlü baskının sürdüğü gözleniyor. Petrol fiyatlarında özellikle son 2 yıldır gerçekleşen aşağı yönlü hareketler dikkat çekici olmaya devam ediyor. 2014 yılı boyunca ortalama 90 dolarda seyreden petrol fiyatları, 2015’in ilk 6 ayında 60 dolara sonrasında ise 45-50 dolar seviyelerine indi. Petrol fiyatlarındaki düşüş özellikle yılın son aylarında ivme kazanırken, Aralık ayında 35,96 dolarla son 11 yılın en düşük seviyesi görüldü. Petrol fiyatlarındaki düşüşün sebeplerine baktığımızda:

[siteorigin_widget class=”SiteOrigin_Widget_Image_Widget”][/siteorigin_widget]
  • Çin ekonomisinde yavaşlama
  • Dolardaki yükseliş
  • Talepteki düşüş
  • Arz fazlası

ilk etapta öne çıkan sebepler olarak düşünülüyor. Bunun yanı sıra;  ABD’nin petrol ihracatına yönelik yasağı 40 yıl aradan sonra kaldırması, kaya petrolü üreterek arzı artırması, İran’a uygulanan ambargonun kademeli olarak azaltılması neticesinde İran’ın günlük 1 milyon varil petrol ihraç etmeyi planlaması, petrol ithal eden ülkelerin alım güçlerinin zayıflaması da nedenler arasında görülüyor. Ayrıca OPEC ülkeleri, piyasa paylarını kaya petrolü üreten firmalara kaptırmamak için kotalarını düşürmeyecekleri açıkladılar. Irak ve Libya’da yaşanan iç çatışmalara rağmen petrol arzı düşmedi. Gelişmekte olan ülkelerin enerji verimliliği konusunda çalışmalar yapması da talebi düşüren etkenlerden birisi olarak değerlendirilebilir. Uluslararası Para Piyasası’ndaki gelişmeler de petrol fiyatlarını etkiledi. FED’in faiz artışına gideceğini açıklamasının ardından doların fiyatı yükseldi ve tüketim harcamaları azaldı.

Çin, dünyada en çok petrol tüketen ülkeler sıralamasında ABD’nin ardından ikinci sırada yer alıyor. 2015 yılı Çin ekonomisinde yavaşlama yılı olarak geçince, tüketim harcamalarında da azalma görüldü. Bu kadar büyük bir ekonomideki yavaşlama, hem Çin’in çevresindeki hem de Çin’le ticaret yapan bütün ülkelerde kademeli olarak aşağı yönlü hareketlere neden oldu. Çin’in mal aldığı Japonya, Tayvan, Güney Kore, ABD, Almanya, Hong Kong, Rusya Federasyonu, Malezya gibi ülkelerin ekonomileri de Çin’deki yavaşlamadan olumsuz etkilendi.

FED’in faiz artışı yapması nedeniyle artan dolar fiyatı, petrolün varil fiyatına yansıyor. Petrol ürünlerini dolar üzerinden alan ülkelere petroldeki düşüş çok büyük bir tasarruf sağlamıyor. Petrol ihraç eden ülkeler ise büyük bütçe açıkları vermeye başladı. Bunlar arasında Suudi Arabistan öne çıkıyor. 2015 yılı için bütçe açığının 100 milyar dolar olması beklenen Suudi Arabistan, önceleri IMF’e borç verirken şimdilerde IMF’den borç alacak duruma gelen ülkeler arasında yer alıyor. En büyük darbeyi ise Rusya’nın yediği söylenebilir. Rusya zaten Ukrayna ve Kırım’a karşı uyguladığı müdahaleler sebebiyle, AB ve ABD’den yaptırımlarla karşı karşıya kalmıştı. Bir de petrolde yaşanan sert fiyat düşüşü Rus ekonomisini büyük ölçüde sarstı. Ruble yüzde 50’lik değer kaybına uğradı.

Petrol ihraç eden Azerbaycan ve Kazakistan gibi ülkelerde de, düşen petrol fiyatlarından dolayı ekonomide yeni önlemler alınmaya başlandı. Azerbaycan’ın kamu gelirlerinin ¾’ü petrolden elde ediliyor. Ülke ihracatının yüzde 95’i, milli gelirinin de yüzde 40’ı petrole dayanıyor. Brezilya da düşen petrol fiyatları nedeniyle ekonomisi çöküşe geçen bir başka ülke konumunda. Elbette bu düşüşün kazananları ve kaybedenleri oldu. Mesela yakıt maliyetleri azalan havayolu şirketleri veya petrolü ithal edenler bu düşüşün kazananları arasında bulunuyor ancak başta da dediğimiz gibi dolardaki artış bu kazancı azaltıyor. 

[siteorigin_widget class=”SiteOrigin_Widget_Image_Widget”][/siteorigin_widget]

FED Faiz Artışı Piyasaları Nasıl Etkiler?

ABD Merkez Bankası 9 yılın ardından ilk defa faiz artışına gitti. 16 Aralık tarihinde, daha önceleri yüzde 0-0,25 aralığında olan faizler, yüzde 0,25-0.50 aralığına yükseldi. Doların faizinin yükselmesi, doların evine dönmesine neden olduğu için dünyada dolar fiyatları ülke paritelerine karşı değer kazandı. Uzun zamandır beklenen FED faiz artışı, piyasalarda çok büyük bir çalkantıya neden olmadı çünkü zaten bu beklenti piyasalarca aylar öncesinden satın alınmıştı.

2016 yılı için de faiz artışının kademeli olarak gerçekleşeceğini belirten FED Başkanı Janet Yellen, faiz artırımına rağmen para politikasının ekonomiyi destekleyici yönde olmaya devam edeceğini söyledi. Çünkü ABD ekonomisi her ne kadar olumlu sinyaller verse de halen büyüme ve özellikle enflasyon rakamlarında istenen seviyeye gelinmedi. Bu nedenle 2016 yılı içinde 4 defa artış planladıklarını belirten Yellen’a karşın piyasada beklentiler, 2 defa yüzde 0,25’lik  faiz artışı olacağı yönünde.

Dolardaki fiyat artışı gelişmekte olan ülke ekonomilerine olumsuz yansıyor. Daha önceleri piyasadaki likidite bolluğu nedeniyle yatırımların hızlandığı, köprü, baraj, otoyollar, enerji santrallerinin, yatırımlarının fazlaca yapıldığı bu ülkelerdeki para birimleri dolar karşısında değer kaybetti. Bu nedenle uzun vadede dolardaki bu yükselişin yeni bir küresel durgunluğa neden olması söz konusu.  Hem petrol ihraç eden ülkelerde yaşanan ekonomik sıkıntılar hem de dolar karşısında değer kaybına uğrayan ülke para birimleri nedeniyle, 2015 yılında başlayan durgunluğun 2016’ya yansıması olası oldukça fazla. Ancak bu etkilerden sıyrılmayı başaran Hindistan gibi bazı ülkeler büyümede beklentilerin üzerinde rakamlara erişebilir. AB ülkeleri ve Japonya da Parasal Genişleme Programları uygulamaya devam ederek durgunluktan kurtulmaya çalışıyorlar.

Türkiye Ekonomisi 2015 Performansı

Türkiye, 2015 yılında biri 7 Haziran’da diğeri de 1 Kasım’da olmak üzere iki genel seçim yaşadı. Son seçim neticesinden tek parti iktidarı ile istikrar çıkması ekonomide beklentilerde sürpriz yaşanmaması sonucunu doğurdu. Türkiye ekonomisi 2015 yılında, dünyada büyümede yaşanan sorunlardan ve de jeopolitik riskler taşıyan coğrafyaya yakınlığı nedeniyle bazı sıkıntılarla karşılaştı. Bunlar arasında göçmen krizi ilk sıralarda yer aldı diyebiliriz.

[siteorigin_widget class=”SiteOrigin_Widget_Image_Widget”][/siteorigin_widget]

Suriye öncelikli olmak üzere Kuzey Irak, Orta Doğu ülkelerinde yaşanan iç savaşlar, huzursuzluklar nedeniyle milyonlarla ifade edilen sayıda mülteci ülkelerini terk ederek Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçmek için mücadele veriyor. Bunların bir kısmı Türkiye’de kamplarda barınıyor. 2011 yılından bugüne kadar sayıları 2,5 milyona ulaşan mülteciler için Türkiye’nin 8 milyar dolar civarında bir harcama yaptığı belirtiliyor. Ülkemizde kalıcı olacağı düşünülen bazı mülteciler için iş imkanı yaratılması, bu kişilerin işgücüne katılması için yeni önlemler alınıyor.

FED faiz artışı kararı neticesinde, gelişen ülkelerdeki para birimlerinin dolar karşısında değer kaybetmesinden Türk Lirasını da etkilendi.  Enflasyon ve faiz rakamları da bu sonuçtan dolayı hedeflerin/beklentilerin üzerinde seyretti. Türkiye’nin dış yatırımcıyı çekmesi için güvenilir ülke olduğunu hatırlatması, yatırımcıya güven vermesi gerekiyor. Bu konuda da gereken çalışmalar yapılıyor. 2016 yılında da yine FED faiz artış kararları çok dikkatle takip edilerek, ekonomimizin en az etkiyle bu süreci geçirmesi sağlanabilir. Dış finansman bulma konusunda bizi zorlayacak olan FED faiz artışının, küresel ekonomi 2016’da durgun geçerse, gerçekleşmesi beklenmeyebilir. Bu da bizi rahatlatacaktır. Genel olarak küresel ekonomide yaşanan durgunluk, 2016 yılında çözüm arayışları konusunda farklı seçenekler üzerinde çalışmamız için fırsat yaratabilir.

Petrol fiyatlarındaki düşüş ülkemizde enerji harcamalarında azalmaya neden oldu. Petrol harcamalarımızın 1,5 yılda yüzde 40’tan fazla azaldığı belirtiliyor. Türkiye’nin normalde bu dönemde 35 milyar dolarlık enerji faturası olması gerekirken, düşen petrol fiyatları sebebiyle yaklaşık 15 milyar dolarlık bir tasarruf yapıldığı tahmin ediliyor. Yapılan yeni hesaplamalara göre, Orta Vadeli Plan’da (OVP) revizyona gidildi ve enerji ithalatı için ayrılan rakam 60,1 milyar dolardan 39,2 milyar dolara indirildi.

Dünya ekonomisinin ortalama olarak yüzde 3 civarında büyüdüğü 2015 yılında, Türkiye de hemen hemen aynı oranda büyüdü. 2016 yılı için, küresel ekonomideki gelişmelere bakarak planlanacak yatırımlar, yapısal reformlar ülkemizin önümüzdeki yılda daha iyi bir büyüme performansı yakalaması için olumlu olacaktır.

 *Bu makale TSE Standard, Ekonomik ve Teknik Dergi Aralık 2015 sayısında yayınlanmıştır.

Scroll to top
error: