2017 Yılı İlk Çeyreğinde Küresel Ekonomide Toparlanma Sinyalleri

2017 Yılı İlk Çeyreğinde Küresel Ekonomide Toparlanma Sinyalleri

Peyman Yüksel

Ekonomist

Dünya ekonomisinde canlanmaya işaret eden ekonomistler, Gelişmekte Olan Ülkelerin 2017’de yüzde 4,8, önümüzdeki yıl ise yüzde 4,9 büyüyeceğini öngörüyorlar. International Institute of Finance’in aylık hesaplamalarına göre 2010 yılından beri yani uzunca bir aradan sonra, küresel ticarette önemli rol oynayan Güney Kore ve Tayland gibi Gelişmekte Olan Ülkeler’de büyüme rakamları olumlu seyretmeye başladı. Euro Bölgesi’nde enflasyon ve ekonomik aktivite beklenenden hızlı bir toparlanma gösteriyor. Türkiye ekonomisi de 2016 son çeyreğinde yüzde 3,5 ile beklentilerin üzerinde büyüyerek, yılı yüzde 2,9’luk bir büyüme oranı ile bitirdi.

Grafik 1: Yıllık Yüzde Değişimlerle Küresel Büyüme Rakamları, Kaynak: Bloomberg, TCMB.

2015 yılında 30 doların altını gören petrol fiyatları nedeniyle üretici birçok ülke ekonomik sıkıntı yaşamıştı. Dünya ekonomik büyümesine en büyük katkıyı sağlayan ülkelerden Çin’de ekonomik daralma yaşanması, petrol satışlarını olumsuz etkilemiş ve bu nedenle Rusya ve Brezilya gibi üretici ülkeler resesyon tehlikesi ile karşılaşmıştı. Grafiğe baktığımızda küresel ekonomide 2010 yılından beri azalan büyüme rakamlarında son aylarda yükselme sinyalleri görüyoruz. Bunlardan en önemlisi; Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) mart ayında faizlerde 25 baz puan artışına giderek, faiz aralığını yüzde 0,75-1,00’e yükseltmesi oldu. FED’in faiz artışı kararını, Amerikan ekonomisinin yıllık yüzde 2 büyüyeceğini öngörerek verdiğini düşünebiliriz. Bu konuda dikkat edilmesi gereken hususlar; FED’in faiz artışlarına devam etmesi (2017 yılı için iki kez artış yapabileceğinin sinyallerini verdi), uzun zamandır Amerika tarafından piyasaya sürülen bol miktardaki doların evine dönmesine, Türkiye gibi dış finansman ihtiyacı olan ülkelerin daha pahalı kredi bulmasına neden olacaktır. Krediler pahalandıkça yatırımlar ve dolayısı ile de istihdam azalabilir. Ancak, küresel talepteki ve üretimdeki artışlar, ekonominin canlanmasını sağlayabilir. Zira; ABD ekonomisinde istihdam ve üretim rakamlarındaki olumlu gelişmeler, Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) Euro Bölgesi büyüme tahminlerini 2017 için yüzde 1,8, ve 2018 için yüzde 1,7 olarak yukarı yönde revize etmesi, Çin’de ocak ve şubat aylarında sanayi üretiminin beklenenden iyi gelmesi, umutların 2017 yılı için artmasına neden oldu.

Mart ayında dikkat çeken gelişmelerden bazıları:

  • Mart ayı sonu itibariyle İngiltere Brexit sürecini resmen başlattı.
  • FAO tarafından uluslararası pazarlarda tahıl, bitkisel yağ, süt ürünleri, et ve şekerden oluşan beş ana gıda maddesinin fiyatları ve ticareti takip edilerek belirlenen Gıda Fiyat Endeksi, 7 aydır aralıksız artarak son 2 yılın zirvesine erişti. Yıllık artışın yüzde 17,2’ye ulaşması konusunda Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) uyarıda bulundu.
  • Almanya’nın Baden-Baden kentinde, Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Temsilcilerinin katıldığı G20 zirvesi sonuç bildirgesinde; ticaretin katkısını güçlendirmek ve rekabetçi devalüasyona karşı kararlılık, para politikasının tek başına dengeli bir büyümeyi sağlayamadığı, küresel ekonomik iyileşmenin devam ettiği ancak toparlanma için aşağı yönlü risklerin sürdüğü belirtildi.

Kadınların Ekonomiye Katkısı

Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış “Uluslararası Kadınlar Günü” her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve uluslararası bir gündür.  2017 yılı için tema ”Değişen Çalışma Yaşamında Kadınlar: 2030 Yılına Kadar Gezegende Yarı Yarıya” olarak belirlendi. Hedefler arasındaki; kadın istihdamının artırılması, fırsat eşitliği yaratılması, kadınlara karşı ayrımcılığın sonlandırılması, insan ticareti, cinsel ve diğer sömürü türleri de dahil olmak üzere kamusal ve özel alanlardaki tüm kadın ve kızlara karşı her türlü şiddetin ortadan kaldırılması, erken ve zorla evliliklerin önüne geçilmesi için çalışmalar bulunuyor. Kadınların görünmeyen ve karşılıksız olarak yaptıkları hizmetlerin küresel ölçekte karşılığı 12 trilyon dolara denk geliyor. Dünyada ve ülkemizde kadın çalışanlar erkeklere nazaran yüzde 17 daha az ücret alıyorlar. Kız çocuklarına eğitim fırsatı verilmesi sonucunda çalışma hayatına katılımlarının arttığı görülüyor. Kadın nüfusun iş hayatında daha çok yer alması, ülkelerin ekonomik gelişmişlik seviyesini artırıyor.2015 yılı ile karşılaştırdığımızda 2016’da ülkemizde sigortalı kadın çalışan sayısının 40 bin azaldığı görülüyor. Bunu önlememiz, yönetimde, mecliste, siyasette, sosyal hayatta kadınlarımıza hak ettikleri saygınlığı vermemiz, kadın işgücünü ekonomiye daha çok yansıtmamız gerekiyor.

Türkiye Ekonomisinde Olumlu Gelişmeler

2017 yılının ilk aylarında Türkiye ekonomisinde olumlu yönde bazı hareketlenmeler olduğu gözlemleniyor. Özellikle Ekim 2016’dan beri ilk defa yükselişe geçen ve beklentilerin üzerinde gelen imalat verileri ve istihdam artışı olumlu karşılandı veTürkiye ekonomisi 2016 yılının son çeyreğinde yüzde 3,5 büyüme oranını yakaladı. Sanayide yüzde 5’lik artış, tarım sektöründe son aylardaki toparlanma, inşaat sektöründe yükselme ve yüzde 3 büyüyen hizmet sektörü, büyüme rakamlarına olumlu yansıdı. 2016’nın son iki ayı ve 2017’’nin ilk iki ayında ihracatta ardı ardına kesintisiz artış yakalandı. Rusya ile sıkıntıların yavaş yavaş giderilmesi, petrol fiyatlarındaki artışın petrol üreten ülke ekonomilerini iyileştirmesi, ticareti hareketlendirdi.Buna karşılık dolardaki yükseliş, cari açığın artmasına neden oldu. İthalatımız ocak ayında arttı ancak ihracatımızdan mutlak değer olarak yüksek olduğundan dış ticaret açığında yüzde 10’luk artış yaşandı. Ocak ayında ihracat ve ithalatın böylesine yüksek oranda artması sonucunu doğuran etkenlerin birinin de altın ticaretindeki artış olduğu gözlemlendi. Şubat ayında ise ihracat, geçen senenin aynı ayına göre yüzde 1,9 azalışla 12,1 milyar dolar, ithalat, geçen senenin aynı ayına göre yüzde 1,6 artışla 15,8 milyar dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 76,7 ve dış ticaret açığı yüzde15 artışla 3,7 milyar dolar oldu.[1]

Geçtiğimiz yıl, 15 Temmuz darbe girişimi yaşanmasına rağmen ülkemize toplam 16,1 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırımın gelmesi, ekonomide sağlam adımlarda ilerlediğimizi ve yabancıların Türkiye’ye yatırım anlamında güvendiğini gösteriyor. İngiltere’den gelen yatırımların bir önceki yıla göre yüzde 64,3 artarak 961 milyon dolar olduğu gözlemlenirken, Hollanda’dan 956 milyon dolar ve Almanya’dan ise 403 milyon dolarlık sermaye girişi olduğu belirlendi.

[1] Ekonomi Bakanlığı, Ekonomi Veri Kartları (Cep Kartları), http://bakanrapor.ekonomi.gov.tr/detay.cfm?MID=153

Türkiye Ekonomisini Etkileyen Dört Gündem Maddesi

Turizm: Ruya ile yaşanan uçak krizi sonrasıturizm sektöründe meydana gelen kayıpların giderilmesi için hükümet yoğun çaba sarf ediyor. 2017 yılının ocak ve şubat aylarında Rusya’dan Antalya’ya gelen turist sayısı 27 bini geçti. Nisan ayından sonra sayısın yükselmesi ve 2017 yılı toplamında Antalya’ya 2,5 ila 4 milyon arasında Rus turistin gelmesi bekleniyor. AB ile de ilişkilerin güçlendirilmesi turizm açısından oldukça önem arz ediyor.Çünkü Türkiye, en çok turisti Avrupa’dan alıyor.Hollanda menşeli Bookingotel rezervasyon firmasının ülkemizdeki faaliyetleri, vergi mevzuatı yüzünden mart ayında durduruldu. Bu firma ile vergi konusunda anlaşmaya varılıp yeniden işlemlere başlanması, Türk turizm firmaları için oldukça önem taşıyor.

Tarım ve Hayvancılık: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; damızlık sığır ve koyun-keçi işletme projelerinde yer alan inşaat yatırımı tutarının yüzde 50’si kadar hibe desteği sağlanacağını ResmîGazete’de ilan ederek yürürlüğe koydu. Türk ekonomisini etkileyen sektörlerden tarıma da bu yıl özel önem verilmesi gerekiyor. Özellikle Rusya ile yaşanan uçak krizinden bu yana yürürlükte olan yasakların halen kalkmamış olması, çiftçilerimizin 2017 yılını da zor geçirmelerine neden olabilir.Rusya’nın Türkiye’den ithalatı durdurması sonucu domates ihracatı 2016’da 367 milyon dolardan 238 milyon dolara düştü. Miktar olarak da ihracat 543 bin tondan 480 bin tona geriledi. Şimdilik AB’ye ihracatımız olduğu için domates üreticileri büyük bir sıkıntı çekmiyorlar. Ancak 15 Nisan tarihinden itibaren Avrupa’da İspanya, Hollanda ve Belçika üretimi Avrupa piyasasına girdiğinde, Türk üreticilerden alımı durdurabilirler. Buna bağlı olarak da iç piyasada sebze ve meyve fiyatlarında önemli ölçüde düşüş yaşanabilir, iç talep artabilir.

Enflasyon:Mart ayında tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 0,6 olan piyasa beklentisinin üzerinde yüzde 1,02 artış gösterdi ve yıllık enflasyon beklenti olan yüzde 10,7’nin üzerinde, yüzde 11,29 seviyesinde gerçekleşti. Türk lirasının özellikle dolar karşısındaki değer kaybı, girdi fiyatlarındaki (ücretlerde, faizlerdeki) artış, petrol ve doğalgaz fiyatlarının yükselmesi, gıda fiyatlarının artması enflasyonu yukarı çekiyor. Tarımı destekleyen politikalar enflasyonu düşürebilir.

İşsizlik:2016 yılında işgücü piyasası 2008’den bu yana en zayıf performansını sergiledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre işsizlik oranı Aralık döneminde yıllık bazda 1,9 puan artarak yüzde 12,7, Ocak ayında ise yüzde 13’e ulaştı. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 5,3 puanlık artış ile yüzde 24,5 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 2 puanlık artış ile yüzde 13,3 olarak gerçekleşti.Teknolojiyi yakından takip ederek katma değerli ürünler üretir ve bunları ihraç edebilirsek işsizliğe kalıcı çözümler bulmuş oluruz.

Mart ayında Türkiye’de:

  • Ürün İhtisas Borsası alanında faaliyet gösterecek olan Türkiye Ürün Borsası A.Ş. kuruldu. Kuruluş; lisanslı depoculuk sistemi kapsamındaki tarım ürünlerinin fiziki veya elektronik ortamlarda alım satımına aracılık edecek.
  • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Mart ayının başında 1 milyon 433 bin 290 bin kişiye emekli promosyonu ödemesinin yapıldığını açıkladı. Bakan Müezzinoğlu; Mart, Nisan ve Mayıs aylarında 11 buçuk milyon emeklinin yaklaşık 4 milyar 850 milyonun üzerinde bir promosyonu alacağını belirtti.
  • JP Morgan, Türkiye’nin 2017 büyüme tahminini yüzde 1,8’den yüzde 2,6’ya çıkarırken GoldmanSachs ise 2017’ye dair büyüme beklentisini yüzde 1,8’den yüzde 2,3’e yükseltti.Ancak, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, 17 Mart’ta Türkiye’nin kredi notu görünümünü ‘durağan’dan ‘negatif’e indirdi.
  • Şubat ayında beyaz eşyada sıfırlanan Özel Tüketim Vergisi, satışları ikiye katladı. Uygulamanın nisan ayında sona ermesi bekleniyor.

Dünyada ve Türkiye’de ekonomiyi etkileyen gelişmeleri takip etmeye ve çözüm önerilerimize, önümüzdeki  günlerde de devam edeceğiz.

* Bu makale TSE Standard, Ekonomik ve Teknik dergisi Mart 2017 sayısında yayınlanmıştır.

Scroll to top
error: