“Birliğin Durumu”ndan Çıkan En Önemli Gündem: “Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı” Anlaşması

[siteorigin_widget class=”SiteOrigin_Widget_Image_Widget”][/siteorigin_widget]

Peyman Yüksel

Ekonomist

TÜRKSAM Ekonomi Enstitüsü

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Barack Obama’nın gündemindeki en önemli konu ekonomi olmaya devam ediyor. ABD halkı nezdinde güven tazeleyerek başladığı, başkanlığının ikinci döneminde, kendisinden bu yöndeki beklentiler de artmış bulunmaktadır. ABD Başkanı Obama, 2. kez başkan seçildikten sonra yaptığı ilk “Birliğin Durumu” (State of the Union) konuşmasının büyük bir bölümünü, 2008 krizinden beri sıkıntıda olan, Amerikan ekonomisinin düzeltilmesi yönünde atılacak adımlara ayırmıştır.

ABD Başkanı, yaptığı konuşmada özellikle orta sınıf Amerikan halkını rahatlatmaya yönelik açıklamalarda bulunmuştur. Obama’nın değindiği bazı konular: Saat başına ödenen asgari ücretin 7.25 dolardan 9.0 dolara çıkartılması. 50 milyar dolarlık alt yapı harcamaları, Avrupa Birliği (AB) ile ihracatı artırmak amacıyla serbest ticaret anlaşması, yasal vergi boşluklarının kapatılması, kurumlar vergisinin düşürülmesi. Bu gibi adımların yanı sıra enerji, göçmenlik ve eğitime de değinen Başkan Obama ekonominin destekleneceği ve yüzde 8’e yaklaşan işsizlik oranının düşürülmesi için önlemler alınacağı yönünde de önemli sinyaller vermiş bulunmaktadır. 6 milyon kişiye yeni istihdam sağlandığı, Amerikan halkının eskiye nazaran daha çok yerli otomobil kullanmaya başladığı, buna karşın petrol ithalatının azaldığı, konut piyasası ve borsa da ise iyileşme yönünde gelişmeler olduğunu belirterek bir anlamda ekonomide az da olsa bazı iyileşmelerin gerçekleşmeye başladığı sinyalini vermek istemiştir.[1]

Konuşmasında silah kontrolü yasasına genişçe yer veren Obama, geçen ay Milli Tüfek Birliği kuruluşunun hedef tahtası olmuştu. Başkanın kızlarının okuduğu okullarda silahlı gizli servis güvenlik görevlilerinin koruma olarak bulunmasına dikkat çekilen bir reklam filmi Amerikan halkına gösterilirken “Sizin çocuklarınız onlardan daha mı az değerli?” ibaresi kullanılmıştır. Buradaki amaç ise silah lobisinin ABD’de her okulda silahlı güvenlik görevlilerinin bulundurulması yönünde halka farkındalık yaratmaya çalışmasıdır.[2]

Kapsamlı Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’na Yaklaşımlar:

Bugünün dünyasında, riskler kadar fırsatların da bulunduğunu anlatan Obama, ABD’nin ihracatını artırmak ve yeni iş imkânları sağlamak için AB ile kapsamlı “Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı” görüşmesi başlattıklarını söylemiştir. Konuşmasında 15 saniyelik bir yer tutmasına rağmen piyasaların dalgalanmasına neden olan Serbest Ticaret Anlaşması’nın içeriği henüz tam olarak belirlenmemiştir.

Atlas Okyanusu’nun iki tarafında bu yönde herhangi bir anlaşmanın imzalanması yıllar alsa bile bu alanda yapılacak çalışmalar, ekonominin canlanması ve işsizliğe çözüm arayışları konularında bir umut olarak ortaya çıkmıştır. Brüksel’de konuşan Avrupa Komisyonu Başkanı Manuel Barroso böyle bir anlaşmanın her iki tarafta da on binlerce kişiye iş yaratma imkanı yaratabileceğini belirtmiştir. Barroso dünyanın en önemli iki ekonomik gücü arasında böylesi bir anlaşmanın tüm dengeleri değiştireceğini ve iki tarafın birlik olarak dünyanın en büyük serbest ticaret bölgesini oluşturabileceğini söylemiştir. Gayri safi yurtiçi hasılanın bu anlaşma ile iki katına çıkacağını da belirten Barroso, bunun küresel ticaretin gelişimine de katkı sağlayacağını söylemiştir.

Görüşmeler için en erken tarih şimdilik Haziran ayı olarak belirlenmiş durumdadır. Tarafları ve dünya ekonomisini heyecanlandıran bu yönde bir çalışmanın dünya üretiminin yüzde 50’sini ve ticaretinin de üçte birini etkileyeceğini düşünecek olursak, bu heyecanın yerinde olduğunu söyleyebiliriz. Gümrük vergilerinin düşürülmesi ile her iki taraf için de masrafları azaltacak yönde olumlu bir katkı sağlaması, bu anlaşmanın en önemli unsurlarından birini oluşturmaktadır.

Ancak böylesi büyük ekonomileri etkileyen bir ticaret anlaşmasının dünyada yeni bloklar oluşturması da mümkün ve bu da olumsuz bir etki yaratabilir. Anlaşma konusunda olumlu görüş bildirenlerin yanı sıra çekincelerini ortaya koyanlar da olmuştur. Örneğin; Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) sözcüsü Keith Rockwell“tercihli ticaret anlaşmaları” konusunda çekincesini belirterek böylesi anlaşmaların denetimlerde karmaşaya neden olacağı, yeni standartlar ve normlar yaratarak ciddi gümrük vergileri dışında ticaret engelleri yaratacağı uyarısında bulunmuştur.

ABD ile AB arasında yapılması muhtemel Serbest Ticaret Anlaşması’na en büyük muhalefet önemli bir tarım ülkesi olan Fransa’dan gelmektedir. Çalışan nüfusun yüzde 7’sini tarım kesiminin oluşturduğu Fransa’da Dış Ticaret Bakanı Nicole Bricq anlaşmayı Fransa’ya yararı olması koşuluyla destekleyeceğini belirtmiştir. Aynı endişeler Amerikalı çiftçiler için de geçerlidir. Avrupa pazarlarına girmek isteyen Amerikalı çiftçiler, buna karşın mevcut standartların düşürülmeyeceğine ve fikri mülkiyet haklarının korunacağına dair de güvence istemektedirler.[3]

Resesyondaki Euro Bölgesi’nde Daralma Devam Ediyor

Geçtiğimiz hafta içinde AB’den gelen ekonomi haberleri yine beklentilerin altında kalmıştır. Uzun zamandır durgun olan Euro Bölgesi ülkelerinden gelen ekonomide daralma haberleri, krizin iyileşmesi yönünde her hangi bir ilerlemenin olmadığının da göstergesi olarak yorumlanmıştır.

Özellikle Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomisi olan Almanya’da yıllık büyüme oranı 0.5 beklenirken 0.4 de kaldı ve 4. çeyrekteki daralma da 0.5 olarak düşünülmüşken 0.6 oldu. Bu durumda Alman ekonomisi 3 yılda tam iki kez daralmış yani küçülmüş oldu. Fransa’dan da benzer bir sonuçla 0.3 lük bir daralma rakamı gelmiş bulunmaktadır. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin geçen hafta yapmış olduğu, Euro Bölgesi’nde büyüme rakamlarında zayıf verilerin gelebileceğine dair öngörü, böylece gerçekleşmiş bulunmaktadır.

Değerlendirme

2008 yılından beri devam eden ekonomik krize çözüm arayışları devam etmektedir. Geçtiğimiz hafta toplanan G8 ülkelerinin politika yapıcıları, yaptıkları açıklamalarla kur savaşlarına çözüm bulacaklarına daha da kötü sonuçlara neden olmuşlardır. Az sayıda ülkenin bile aralarında anlaşmakta zorlandığı böylesi toplantılarda, bu hafta sonu yapılan G20 zirvesinden ise olumlu haberler çıkması pek de mümkün görünmemektedir. Bu yüzden Obama’nın konuşmasında yer alan Serbest Ticaret Anlaşması önerisi bu toplantılardan daha fazla olumlu etki yaratmıştır.Genel olarak uzun vadede içeriği belli olacak böyle bir anlaşmanın ABD ve AB ekonomileri ve tabii ki, yansımalarıyla dünya ekonomisine ne gibi katkılarının olacağı ise gelecek dönemde etkisini gösterecek bir umut ışığı olarak takip edilecek yeni bir gündem maddesi olarak ekonomi dünyasında yerini almıştır

Buna karşın, Euro Bölgesi’nin dinamosu olan Almanya’da bile büyüme rakamının azalması, daralmanın artması krizin derinleştiğine işaret etmektedir. Çünkü 0.6’lık bir daralma rakamı Alman ekonomisi için krizin başından beri ortaya çıkan en büyük veridir. Krizin domino etkisi, Fransa’yı da içine alacak şekilde derinleşerek artmaya devam etmektedir.

Bakalım, Başkan Obama’nın yeni istihdam alanları yaratmak için AB ile yapmak istediği anlaşma, beklentileri karşılayabilecek mi? Yani, sözün özü; matematikte olduğu gibi, iki eksi, bir artı edecek mi?Bunu hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

[1] Obama Urges Action on Expansive Agendahttp://online.wsj.com/article/SB10001424127887324196204578298622007826836.html#project=SOTUdocument&articleTabs=interactive, Erişim Tarihi: 15 Şubat 2013

[2]Amerikan silah lobisi Obama ve çocuklarını hedef aldıhttp://www.cihan.com.tr/news/Amerikan-silah-lobisi-Obama-ve-cocuklarini-hedef-aldi-CHOTEyMDI5LzQ=;jsessionid=EHcg 76T4oQSeWbmxwX0yL-z.undefined, Erişim Tarihi: 15 Şubat 2013

[3]ABD ve AB Arasında Serbest Ticaret Görüşmeleri Haziran’da, http://www.amerikaninsesi.com/content/abd-ve-ab-arasinda-serbest-ticaret-gorusmeleri-haziran-da-basliyor/1603367.html, Erişim Tarihi: 16 Şubat 2013

Bu makale 21 Şubat 2013 tarihinde TÜRKSAM Ekonomi Enstitüsü’nce yayınlanmıştır.

Scroll to top
error: