Ekonomi Daraldıkça Kurumsal Risk Yönetiminin Önemi Artıyor

Peyman YÜKSEL
Eğitim ve Yayın Koordinatörü 
CGS Center
 
Kurumsal yönetim ve sürdürülebilirlik, günümüz iş dünyasında şirket yöneticilerinin vazgeçilmez hedefleri arasında ilk sıraya yerleşmiştir. Geçmişte, “alaylı” dediğimiz çekirdekten yetişen kişiler uzun yıllar çalıştıktan sonra şirkette üst düzey yönetici konumuna gelebiliyorlardı. Oysa günümüzde yaşanan rekabetçi ortamda, teknolojiyi çok yakından takip eden, globalleşen dünyada ekonomik değişkenler arasında sebep / sonuç ilişkisini doğru kurgulayan yöneticiler gerekmektedir. 
 
Şeffaf ve hesap verebilen, kurumsal yönetim politikaları üretebilen, insan kaynaklarına sadece personel ve özlük işleri penceresinden bakmayıp, eğitim hizmeti sağlayan ve uygun performans yöntemiyle ölçümleme yapabilen firmalar başarılı olabilmektedir. Firmalarda vizyoner risk analizini uygulamaya koyan, atak ve dinamik yönetim kadrosu, dünyayı makro ölçekte takip ederken, mikro düzeyde de ülkelerini ve içinde bulundukları işkolunu periyodik ölçümlerle yeniden değerlemelidirler.
Yöneticiler firmanın, ekonomideki dalgalanmalara karşın, en az kırılgan performansı sergileyebilmesini sağlamaya yönelik, profesyonel yönetim özelliklerini bünyesinde bulundurmalıdır. Şirketler bir yandan iç denetimi sağlarken diğer taraftan yatırımları için en uygun risk yönetimi sistemini uygulamalıdır.
 
Bu bilgiler ışığında Türkiye ekonomisinin yüzde 95’ini oluşturan aile şirketlerinden herhangi birisinin, Ailem AŞ’nin, ajandasında takip etmesi gereken alt başlıklı bir senaryo dâhilinde ele alırsak;
Dünya ölçeğinde:
Uluslararası Para Fonu (IMF)’in yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm (WEO) raporuna göre küresel büyüme tahminleri tutmamış ve yüzde 3.6 olarak öngörülen rakam yüzde 2.9’da kalmıştır. Gelişen ülkeler kategorisinde, 2014’de Hindistan, 
Rusya ve Güney Asya ülkelerinin yüzde 5.1 büyümesi beklenirken, Türkiye için öngörülen rakam sadece yüzde 3.5’tir. 
Neden önemli? IMF, yaşanan ekonomik krizin yüksek faiz artışı yönünde bir etkisinin olacağını, bunun gelişen ekonomilere olumsuz yansıyacağını ve daralma yaşanacağının sinyallerini veriyor. Daralma senaryosunda, Ailem A.Ş. hareket planı hazırlamalıdır.
[siteorigin_widget class=”SiteOrigin_Widget_Image_Widget”][/siteorigin_widget]
[siteorigin_widget class=”SiteOrigin_Widget_Image_Widget”][/siteorigin_widget]
Ailem A.Ş, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ni takip ederken:
1 Ekim’de başlayıp 16 Ekim’de sona eren bütçe krizi nedeniyle hükümetin kepenk kapatmasının, hem Amerikan ekonomisine hem de dünya ekonomilerine olan yansımaları dikkate almalıdır.
Neden önemli? Sadece Çin’de 1.28 trilyon $’lık, Japonya’da 1.14 trilyon $’lık ve Türkiye’de de 55 milyar TL’lik ABD tahvili bulunmaktadır. ABD’nin tahvil ödemesi yapamaması kötü gibi görünse de bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için kısa vadede doların düşmesi, dolayısıyla ülke parasının değer kazanmasının ekonomiye bazı olumlu etkilerinin olacağı aşikârdır. Ailem A.Ş.’nin bu gelişmeyi  yakından takip etmesi gerekir.
 
Avrupa Birliği (AB) cephesinde;
3. Çeyrekte Euro Bölgesi’nde ekonomide büyüme ve toparlanma görülen AB’de, Euro bölgesi sanayi üretimi raporlarının açıklanması.
Neden önemli? Eğer Ailem A.Ş. sanayi endeksli bir firma ise ve ihracat yapıyorsa Avrupa pazarını yakından takip ediyordur. Firma, ürettiği ürünlerin pazar paylarını bu raporlardan elde ederek, geleceğe yönelik üretim ve satış planlamasını revize etmelidir.
 
Türkiye ölçeğinde ise;
Orta Vadeli Program (OVP) geçtiğimiz haftalarda açıklandı. Belki de, bu toplantıdan alınması gereken en önemli veri, cari açığın düşürülmesine yönelik atılacak adımlardır. Hükümet tasarrufları artırıp, harcamaları kısma politikası izleyeceğini belirtmiştir. 
Neden önemli? Eğer Ailem A.Ş. perakende sektöründe ise harcamaların kısıldığı, kredi kartları taksitlendirmelerine 
sınırlandırma getirildiği bir ortamda ise, mutlak bir “B Planı” yapmalıdır.

Örnekten Genele:

Türkiye ekonomisinin büyük bir kısmını oluşturan KOBİ’lerde, aile şirketlerinde değişen dünya şartlarında yöneticilerin, eskiden olduğu gibi, rastgele (Rule of thump) kararlar alıp şirket yönetmeleri ve başarılı olmaları bugün artık mümkün görünmemektedir.

Sadece bir senaryo kurgulayarak anlattığımız yukarıdaki örnekte vermek istediğimiz temel mesaj, “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”tır. Buradan hareketle 21. Yüzyılda ayakta kalmak, trendleri yakalamak isteyen şirketlerin strateji planlarında bulunması gerekenler:

* Küresel ekonomi gelişim sürecini doğru anlama, şirket performansını yükseltebilmek için dinamik süreç takibi,

* Kuvvetli yönleri öne çıkartıp, fırsatları yakalamak, tehditlere karşı hazırlıklı olup, zayıf yönlerin farkına varılması ve bunların eş zamanlı sürdürülmesi (SWOT Analizi)

* İşletme yönetimi konularına hâkim olmak (hukuk, finansal raporlama, planlama, iç demetim), gerekirse yönetim kadrosunu çeşitlendirmek, insana yatırım yapmak,

* En önemlisi de kurumsal yönetim ve sürdürülebilirlik, stratejik yönetim ve risk yönetimi konularında uygulamada günceli takip etmek,

olarak sıralanabilir.

Ancak, bir şirketin her konuda yetkin olması gerekmeyebilir. İnsana yatırım kavramından örnekle, eğitim hizmetleri, şirket akademileri ancak sayılı firmalarda mevcuttur. Firma yönetimi, ihtiyaç duyduğu konuları doğru tespit edip, konusunda uzman, ülke ve dünya gündemini takip eden, mevzuata hâkim, firmaya özel (tailor made) bölgesel ve küresel piyasalarla uyumlu stratejileri belirleyebilecek doğru yönetim anlayışının yerleşmesini sağlayabilecek profesyonel şirketlerden, bu desteği alabilir.

* Bu makale CGS Center Ailem ve Şirketim Ekim 2013 tarihli ve 50 sayılı bülteninde yayınlanmıştır. 

http://www.cgscenter.org/Eklenti/22,ailemvesirketimekim2013.pdf?1

Scroll to top
error: