Küresel Ekonomide Kırılgan Görünüm ve Zayıf Toparlanma Sinyali

Küresel Ekonomide Kırılgan Görünüm ve Zayıf Toparlanma Sinyali*

Peyman Yüksel

Ekonomist

“Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıları” kapsamında düzenlenen 34. Uluslararası Para ve Finans Komitesi (IMFC) Toplantısı’nın sonuç bildirisinde, küresel ekonomideki yavaş ve dengesiz büyümenin 2016’da da devam ettiği ancak finansal piyasalardaki risklerin azaldığına vurgu yapıldı. Bildiride, IMFC üyelerinin güçlü, sürdürülebilir, kapsayıcı, istihdam zengini ve dengeli büyüme için tüm politika araçlarını seferber edeceği taahhüdünde bulunuldu. Düşük küresel talep, ticaret hacmi ve yatırımların yanı sıra, artan jeopolitik risklerin dünya ekonomisini olumsuz etkilemeyi sürdüreceği belirtilen bildiride, yapısal zayıflıklar ve potansiyel büyümeyi aşağı çeken risklerin açığa çıktığı vurgulandı. Düşük verimlilik ve gelişmiş ülkelerdeki finansal krizin miraslarının, bazı gelişmekte olan ekonomilerin karşılaştığı değişim ve kırılganlıkların, düşük emtia fiyatlarının (özellikle petrol) ihracatçı ülkeler üzerindeki etkilerinin ekonomik görünümü baskılamaya devam ettiği belirtildi.[1]Brexit ve küreselleşme karşıtlığının gölgesinde, ABD’nin başkenti Washington’ta buluşan maliye bakanları büyümeyi artırmak için ortak imza attılar. Küresel ekonomide ve siyasi alanda yaşanan gelişmelerden dolayı ülkelerin, iş birliğine kapalı, içe dönük faaliyetlere yöneldiği ve rekabetçi olmaya daha hevesli olduğu belirtiliyor.

Dünyadan Kısa Kısa

  • 2016 Nobel Ekonomi Ödülü, “Sözleşme Teorisi” çalışmalarına katkılardan dolayı, İngiliz asıllı Amerikalı ekonomist Oliver Hart ve Finlandiyalı ekonomist Bengt Holmström’a verildi.
  • Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Kasım ayında yapılacak olan başkanlık seçimlerine kilitlenmiş durumda. ABD’lilerin, 45. başkan olarak Demokrat Parti adayı eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ı mı yoksa Cumhuriyetçi Parti adayı iş adamı Donald Trump’ı mı seçeceği, dünya gündemini de meşgul ediyor. Bunun nedeni yeni ABD başkanının uygulayacağı politikaların merak ediliyor olması. Seçimler nedeniyle Amerikan Merkez Bankası (FED)’in seçim öncesi faiz artışına gitmesi beklenmezken, Amerikan ekonomisinin kısa vadede “ılımlı” hızda genişlemesi bekleniyor.
  • Küresel ekonominin lokomotif gücü Çin’de imalatçıların ara ürünlerde yerli tedarikçileri tercih etmesi, küresel ticaretin yavaşlama sebeplerinden birisi olarak görülüyor. Her yıl artış gösteren Çin’e yapılan ihracat, geçtiğimiz yıl yüzde 14 azalmıştı. Bu yıl aynı alanda eylül ayındaki düşüşün yüzde 8,2 olduğu, bunun küresel büyümeye etkisinin yüzde 0,3’lük daralma şeklinde olacağı öngörülüyor. Son yıllarda yaptığı finansal hamlelerle bölgesel ve küresel bir güç olma iddiasını sürdüren Çin’in son hamlesi Bir Kuşak Bir Yol Projesi.Proje, İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ve 21. Yüzyıl Denizcilik İpek Yolu olmak üzere iki ayaktan oluşmakta. Bu kapsamda öngörülen tüm projeler için yaklaşık 1,5 trilyon $’lık bir maliyetten söz ediliyor. 2016 yılı 3.çeyreğinde yüzde 6,7 büyüyen Çin’in, bu yıl yüzde 6,6, gelecek yıl ise yüzde 6,5 büyümesi öngörülüyor.
  • Petroldeki düşüşün uzun süreceğini kabul eden Rusya, yaşadığı ekonomik darboğazdan çıkmaya çalışıyor. Rus ekonomisinde 19 aydır görülen daralmanın önüne geçilmeye çalışılıyor. Ukrayna’daki faaliyetleri ve Kırım’ın ilhakı dolayı politik baskılar, ekonomisindeki belirli sektörleri hedef alan yaptırımlar nedeniyle zor günler geçiren Rus ekonomisi, bazı yapısal reformları uygulamaya koymak istiyor. Rusya’nın gelirinin yaklaşık yüzde 40’ını petrol ihracatı oluşturuyor. Düşen petrol fiyatlar nedeniyle yaşanan kayıplar Rus halkının alım gücünü olumsuz etkiliyor.
  • İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) resmen ayrılık (Brexit) sürecini başlatacak olan adım atılıyor. İngiltere Başbakanı ve Muhafazakar Parti Genel Başkanı Theresa May,Lizbon Anlaşması’nın 50. maddesinin 2017 yılı mart ayı sonuna kadar devreye gireceğini belirtti. Süreçiçinde, Avrupa yasalarının İngiliz yasalarına dönüştürülmesi gerekiyor. İngiltere Maliye Bakanı Philip Hammond ise AB’den ayrılma sürecinde, İngiltere ekonomisinde türbülans yaşanacağını ve buna karşı önlem alınması gerektiğini söylüyor. İngiltere’nin, 2016’nın 3. çeyreğinde beklentilerin (yüzde 0,3) üzerinde yüzde 0,5 büyümesi olumlu gibi görünse de geçen yılın aynı dönemi yüzde 2,3 büyüdüğü düşünülürse bu yıl oldukça düşük bir seviyede büyüdüğü söylenebilir. Bunda Brexit’in etkisi yadsınamaz.
  • Ekonomik krizden çıkma yönünde olumlu sinyaller veren İspanya, 6 yıl aradan sonra ilk kez işsizlik oranını yüzde 20’nin altına yüzde 18,9’a düşürdü. AB ülkeleri arasına Yunanistan’dan sonra en yüksek işsizlik oranı İspanya’da görülüyor. İşsizliğin, Euro Bölgesi’nde ağustosta yüzde 10,1 ve AB’de yüzde 8,6 ile önceki aya göre değişmediği gözlemlendi.
  • Ekim ayında en dikkat çekici gelişmelerden birisi de Kolombiya halkının, hükümet ile Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) arasında varılan barış anlaşmasına yüzde 50,24 gibi çok az bir farkla “Hayır” demesi oldu. Anlaşmaya göre FARC silah bırakacak, siyasi bir yapıya bürünecekti ancak bu gerçekleşmedi. FARC’la barış anlaşması imzalayan Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. Kolombiya ekonomisi, son dönemde inişe geçmiş durumda bulunuyor. 2016’nın 2. çeyreğinde yıllık olarak yüzde 2 büyüyen ekonomi, küresel kriz sonrası en düşük temposunu sergilerken, yavaşlamanın arkasında, petrol başta olmak üzere madencilik sektöründeki daralma da rol oynuyor.
  • Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) Ekim ayında yaptığı toplantıda alınan karar gereği İran, Libya ve Nijerya her türlü üretim kısıtlamalarına rağmen “Mantıklı Olan Maksimum Düzeylerde” üretim yapmasına müsaade edilen ülkeler oldular. İran’ın ham petrol satışlarının, yaptırımların başladığı 2011 yılı seviyelerine ulaştığı belirtiliyor. Küresel petrol arzının ise eylül ayında günlük 600 bin varil artarak, toplamda 97 milyon varili aştığı belirlendi. Dünyanın en büyük petrol üreticilerinden Suudi Arabistan’ın, petrol fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanan bütçe açıklarını kapatabilmek için, uluslararası piyasalarda 17,5 milyar dolarlık devlet tahvili satarak borçlandığı açıklandı.

Türkiye Ekonomisi Büyüme Hızıyla Dikkat Çekiyor

Türkiye, dünyada büyüme hızı yönünden sayılı ülkelerden birisi olarak dikkat çekiyor. Her ne kadar 2016 büyüme rakamı yüzde 3,2 olarak, 2017’de yüzde 4, 2018’de ise yüzde 5 olarak revize edilse de bu oran özellikle AB ülkelerine kıyasla oldukça iyi bir performans. Dünya Bankası Başkan Yardımcısı CyrillMuller, Türkiye’nin büyümesini sürdürmesi ve büyüme hızını artırması için eğitime daha çok yatırım yapması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, tarım temelli ekonomiden sanayi merkezli ekonomiye geçiş konusunda daha hızlı davranılması gerektiğine vurgu yapıyor. Tabii ki ekonominin bölgesel karışıklıklardan olumsuz etkilenmesi nedeniyle yabancı yatırımcıya güven verme konusunda da çalışmaların sürmesi gerekiyor. Muller, “2017 İş Yapma Kolaylığı” raporundaki sıralamada Türkiye’nin geçmiş yıllara göre birkaç basamak aşağı inmesine değiniyor. Diğer bazı ülkelerin daha agresif gelişme göstermesi ve İş Yapma Kolaylığı hesaplamalarındaki metod değişikliği, Türkiye’yi bu yıl alt sıralarda gösterdiğini ama bunun “Türkiye bazı şeyleri eksik yapıyor” anlamına gelmediğini belirtiyor.

Orta Vadeli Program ve 2017 Bütçesi açıklandı

Ekim ayı başlarında, Başbakan Binali Yıldırım 2016-2019 Orta Vadeli Programı (OVP) açıkladı. Programa göre, 2016 büyüme hedefi yüzde 4,5’tan yüzde 3,2’ye çekilirken 2017 büyüme hedefi de yüzde 5’ten yüzde 4’e revize edildi. Enflasyon tahmini 2016 için yüzde 7,5 planlanırken önümüzdeki yıl için ise yüzde 6,5 olarak belirlendi. Orta vadeli programın amaçları arasında; istikrar, siyasi istikrar, ekonomik istikrar, kapsayıcı büyümeyi ve Türkiye’nin mutlaka katma değeri yüksek teknolojik ürünlerde söz sahibi olması bulunuyor.OVP’nin temel amacı; makroekonomik istikrarın korunduğu, cari açığın ve enflasyonun aşamalı olarak düşürüldüğü bir ortamda yapısal reformlar yoluyla büyümeyi artırmak ve daha kapsayıcı hale getirmektir, denildi. Program dönemi sonunda enflasyonun yüzde 5’e, işsizliğin yüzde 9,8’e düşeceği tahmin ediliyor.

2015 yılında bilindiği üzere, Çin ve Hindistan’ın büyüme rakamları hariç tutulduğunda, küresel ekonominin ortalama yüzde 1,8 büyüdüğü gözlemlendi. Türkiye, bu anlamda pozitif ayrışarak söz konusu oranın oldukça üzerinde,yaklaşık yüzde 4 oranında büyüdü. 2016 yılındaki hedeflerise küresel ekonomideki gelişmelere paralel olarak revize edildi. Büyümede en az yüzde 3’ün yakalanması, enflasyon ve cari açıkla mücadele, tasarrufların ve verimliliğin artırılması, işgücü kalitesi artırılırken işsizliğin ve siyasi belirsizliklerin azaltılması öngörülüyor. Bu bağlamda yapısal dönüşüm ve reformların tamamlanması da önem arz etmektedir.

2017 bütçesindeki öncelikler Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından açıklandı. Bütçede özellikle yatırım, üretim ve ihracata öncelik verildi. Kamu harcamalarında tasarrufa gidilmesi, özel sektör yatırımlarına alt yapı desteğinin sağlanması, büyümenin nitelikli olması, ihracatta mevcut teşvikin genişletilmesi ve yeni navlun desteğinin hayata geçirilmesi, yüksek teknolojiye, Ar-Ge’ye, inovasyona dayalı ihracata ilave desteklerin getirilmesi 2017 bütçesinin kapsamında yer alıyor. Halka arz yönteminin ağırlıklı olarak kullanılacağı özelleştirme uygulamalarından devletin kasasına, gelecek yıl 17,8 milyar lira, 2018’de 8 milyar lira, 2019’da da 6,5 milyar lira girmesi planlanıyor.

Ekim ayında Türkiye’deki gelişmeler:

–       Ekim ayında yeni ihracat siparişleri artarken satın alma faaliyetlerinde son 2 yılın en güçlü büyümesi yaşanınca bu sonuçlar istihdamda artışa neden oldu.

–       “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar”da değişiklik yapıldı. Buna göre; OECD sınıflamasında orta-yüksek teknolojili sanayi sınıfında bulunan ürünlerden bazıları (motorlu kara taşıtları, makine ve kimyasal madde imalatı gibi) daha çok gelişmiş bölgelerde yoğunlaşan, teknolojisi görece daha yüksek olan seçilmiş ürünlerin üretimine yönelik yatırımlar, 1, 2 ve 3’üncü bölgelerde yer alsalar dahi 4’üncü bölge destek oran ve sürelerinden yararlanabilecek ve bölgesel olarak avantajlı teşvik kapsamına alınacak. Yeni yasa ile ayrıca yüksek oranlı teşvikler de kalıcı hale getirildi.

–       Milli tasarım uçak ve havacılık sanayi ile bazı yerli helikopterlerin de görücüye çıktığı İstanbul Airshow, 6-9 Ekim tarihleri arasında Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Apronu’nda gerçekleştirildi. Fuara 38 ülkeden 162 şirket katılım sağladı. “Yerli yolcu uçağı” olarak bilinen “TRJ328” serisi de ilk defa tanıtılırken, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ/TAI) mühendisleri tarafından tasarlanan eğitim uçağı HÜRKUŞ da fuarda yer aldı.

–       Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile Rusya Federasyonu Ekonomik Kalkınma Bakanı AlekseyUlyukayev, iki ülke teknik heyetlerinin çalışmaları ile oluşturulan ve Türkiye’ye yönelik ticari ve ekonomik yaptırımlarla iki ülke ticaretinin önündeki engellerin tespiti ve ortadan kaldırılması, iki ülke yatırımlarını destekleyecek bir ortak yatırım fonu oluşturulması, ulusal paralarla ticaretin artırılması gibi önemli konuları içeren bir Ortak Bildiri imzaladılar.

–       Rusya doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak olan “Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi” için hükümetler arası anlaşma imzalandı. Bu sayede Türk Akımı’nın yasal dayanağı oluşturulmuş oldu. İki boru hattının her biri 15,75 milyar metreküp doğalgaz kapasitesinde olacak. Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak, “Rus şirket denizaltı kısmını inşa edecek ve sahibi olacak. Kara kısmına ise Türk tüketiciler sahip olacak. Bu ilk boru hattı. İkinci boru hattında ise ortak şirket kurulacak” ifadelerini kullandı.[1]

–       Saudi Aramco ve 18 Türk şirketi arasında, Türkiye ve Suudi Arabistan ilişkilerini güçlendirecek olan, çeşitli projelerde Türk firmalarının ihalelere girmesini sağlayacak olan mutabakat imzalandı.

–       Ticari araç sahiplerine ve şehit yakınlarına Özel Tüketim Vergisi ÖTV istisnası sağlayacak olan düzenleme Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

–       Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılı Temmuz ayı ‘İşgücü İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre işsizlik oranı 0,9 puanlık artış ile yüzde 10,7 seviyesinde gerçekleşti.

–       Ekim ayında yapılan ihracat yüzde 4,6 düşüşle 11,73 milyar dolar oldu. 2016 yılı ilk 10 aylık dönemini kapsayan Ocak-Ekim ihracatı yüzde 3,7 azalışla 115 milyar 952 milyon dolar olarak gerçekleşirken, son 1 yıllık dönemde ihracat da yüzde 5 düşüşle 139 milyar 385 milyon dolar oldu.

–       Maliye Bakanlığı Ocak-Eylül dönemi bütçe uygulama sonuçları açıklandı. Buna göre eylülde bütçe gelirleri, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,6 artarak 36,1 milyar liraya, bütçe giderleri ise yüzde 10,5 yükselerek 53 milyar liraya çıktı. Ocak-eylül döneminde bütçe gelirleri, 2015’in aynı dönemine kıyasla yüzde 14,2 artarak 404,5 milyar lira, bütçe giderleri de yüzde 13,3 artarak 416,5 milyar lira oldu.

–       Seyahat acentelerine uçak başına 6 bin dolar destek ödemesi uygulaması yıl sonuna kadar uzatıldı. Charter olarak bilinen tarifeli ve tarifesiz turistik uçaklarla Türkiye’ye turist getiren şirketlere desteğin sürmesi bekleniyor.

Türkiye, temmuz ayındaki darbe girişimi ve ardından gelen Olağan Üstü Hal (OHAL) düzenlemesi yüzünden oldukça zor bir süreçten geçiyor. AB’nde düşük büyüme beklentisi olunca, son zamanlarda güneydoğu bölgemizde ve sınır ötesinde yaşanan gerginler de bu zorluklara eklenince,2016 yılı büyüme rakamlarının aşağı yönlü revize edilmesinin oldukça normal olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda, Ekim ayında dünyada ve Türkiye’deki gelişmelere baktığımızda, ekonomide kırılgan görünümün devam ettiğini ancak az da olsa zayıf bir toparlanma sinyalinin geldiğini görüyoruz.

* Bu makale TSE Standard, Ekonomik ve Teknik dergisi Ekim 2016 sayısında yayınlanmıştır.

[1]Türk Akımı’nda ayrıntılar açıklandı,Dünya Gazetesi,  http://www.dunya.com/ekonomi/turk-akiminda-ayrintilari-acikladi-haberi-333069, Erişim Tarihi: 10 Ekim 2016

Scroll to top
error: