Küresel Ekonomide Yeni Normal “Yavaş Büyüme Hızı”

Küresel Ekonomide Yeni Normal “Yavaş Büyüme Hızı”*

Peyman Yüksel

Ekonomist

2016 yılının süregelen siyasi ve ekonomik belirsizlikleri, taşıdığı riskler, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinde büyüme rakamlarını etkilemeye devam ediyor. Bu anlamda küresel ölçekte yaşanan durgunluk, dış ticareti de etkiliyor. Amerikan Merkez Bankası (FED) faiz artışının önümüzdeki dönemde yani Eylül’de gündemde olduğunu söylüyor. Avrupa Birliği’nde (AB),Brexit sonrası belirsizlikler devam ediyor ve özellikle bankacılık sektöründeki sorunlar artıyor. Buna karşılık AB ekonomisinde Parasal Genişleme Programı nedeniyle pozitif bir eğilimden söz ediliyor. Küresel İnovasyon Endeksinde, 138 ülke arasında ilk defa ilk 25’e giren Çin, ekonomik büyümeyi hizmet sektöründe özellikle turizmle sağlıyor. Çin ve diğer Asya ülkelerindeki talep daralmasından etkilenen Japonya’nın, büyüme rakamını yüzde 1’in üzerine yükseltme çalışmaları devam ediyor. Petrol fiyatlarında yukarı yönlü hareketlenme ile bir parça nefes alan Rus ekonomisi, yine de istenilen toparlanmayı sağlamada zayıf sinyaller veriyor. Brezilya’da bütçede usulsüzlük yapmakla suçlanan Devlet Başkanı Dilma Rousseff’in görevden alınması, Nijerya’nın “Afrika’nın en büyük ekonomisi olma” özelliğini Güney Afrika’ya kaptırması gibi bölgesel gelişmeler de dikkat çekiyor. Türkiye ise hem konjonktürel gelişmelerden hem de bölgesindeki olumsuz siyasi atmosferden etkilenmesine rağmen yeni yatırımlar yapmaya, küresel yatırımcıyı ülkesine çekmeye çalışıyor. Ekonomide yeni düzenlemelerle ilgili yasalar ise meclisten geçerek hızla onaylanıyor.

2016 yılı Ağustos ayı küresel ekonomik verilerine göz gezdirecek olursak;

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) 2016 yılı ilk yarısında toplam küresel ihracatın yüzde 5,1 oranında daraldığını açıkladı. Zaten bir önceki yıl aynı dönemde, yüzde 10,7’lik çok daha sert bir ihracat daralması gözlemlenmişti. Dünya ticaret hacminin 2016 yılı ikinci çeyreğinde ise yüzde 0,8 azaldığı göz önüne alınırsa, yaşanan küresel durgunluğun sonuçları ortaya çıkıyor. Uygulanan bütün maliye ve para politikalarına rağmen küresel talepte istenilen seviyeler bir türlü yakalanamıyor.Küresel ekonomide düşük büyüme hızı artık yavaş yavaş yerleşiyor ve “yeni normal” olarak kabul ediliyor.

ABD ekonomisi için 2016 yılı 2. çeyrek büyüme rakamları yüzde 1,2’den yüzde 1,1’e revize edildi. Amerikan Merkez Bankası (FED) Başkanı JanetYallen’ınay sonunda yaptığı açıklamada, faiz artış kararını Eylül’e ötelemesi ama hâlâ gündemde olduğunu söylemesi;borsada, altın ve petrol fiyatlarında düşüşe, dolarda ise fiyat artışına yol açtı. ABD istihdam rakamlarında iyileşme gözlemlenirken, hedeflenen enflasyon rakamı olan yüzde 2’ye ise ulaşılması şimdilik söz konusu görünmüyor. Buna karşınYallen’in, ABD ekonomisinde durgunluk riskine karşı, gelecekte yeni Parasal Genişleme adımlarının gündeme gelebileceğini söylemesi kafaları karıştırdı. Çünkü bilindiği üzere; faiz artış kararına geçilmesi, Parasal Genişleme Programlarının son bulmasını gerektirmişti. FED Başkanın konuşması bir bütün olarak ele alındığında, FED’in faiz artışı için Eylül ayı ihtimalinin de zayıfladığı söylenebilir.

Dünyanın en büyük serbest ticaret bölgesini oluşturmayı amaçlayan Serbest Ticaret Anlaşması konusunda ABD ile AB arasındaki görüşmelerden ise şimdilik net sonuçlar alınamıyor. 2016 yılı sonuna kadar tamamlanması beklenen anlaşma şartlarında ilerleme sağlanamadı. Özellikle İngiltere’nin birlikten ayrılma kararı bu dönemde Avrupa ekonomisini kritik bir sürece sokmuş bulunuyor.

İngiltere’nin AB’den ayrılma sürecinde (Brexit) tüm tarafları; gümrük ücretleri, kişi, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı gibi konularda uzun ve zorlu bir müzakere dönemi bekliyor. Brexit kararının ardından örneğin İskoçya da Birleşik Krallık’tan ayrılma sinyalleri veriyor. Kuzey Denizi’nden elde edilen petrol ülkenin en büyük gelir kaynağı.Ancak petrol fiyatlarının düşüklüğü, düşük büyüme rakamları ve yüksek bütçe açığı İskoçya’nın zor günlerden geçtiğini gösteriyor. Brexit’in önümüzdeki dönemde İskoçya ekonomisine yıllık muhtemel maliyeti olarak yaklaşık 11,2 milyar sterlinden bahsediliyor. Avrupa birliğinin kurucularından olan Hollanda’nın da üyelikten çıkma konusunda bir referanduma gitme ihtimali masada bulunuyor. Buna karşılık AB’nin en önemli gündem maddelerinden birisi olarak da özellikle İtalya, Almanya ve Fransa’yı olumsuz etkileyen mülteci akını ile mücadele konusu önemini koruyor.

Son 55 yılın dünya ekonomisinde en hızlı büyüyen ülkesi Çin, hizmet sektörüne yöneldi. 2015 yılında, son yirmi yıldır ilk defa yüzde 7’lik büyüme rakamının altına düşen Çin ekonomisinde daralma algısı yavaşlıyor. Dünya Küresel İnovasyon endeksinde Çin’in ilk defa ilk 25 ülke arasında yer alması dikkat çekti. Ağustos ayında imalat rakamlarında beklenenden fazla artış yaşanması,  kurşun, kalay ve çinko fiyatlarının bir yılı aşkın sürenin en yüksek seviyesinde olması, ülkede talebin artığı şeklinde yorumlandı. Ülkenin 2016’nın ilk çeyreğinde yüzde 6,7 büyümesi artık “yeni normal” olarak kabul edilen farklı bir sürece girildiğine işaret ediyor. Çin’in “zenginleştikçe” büyümesinin daha yavaşlaması bekleniyor. Dünya ekonomisinin büyümesine yüzde 25’lik katkı sağlayan bir ülke olarak Çin, hala bölgesel ve küresel önemini koruyor. Mesela; dünyanın en büyük enerji tüketicisi olduğu için Çin’in temmuz ayında ham petrol, kömür ve doğal gaz gibi enerji rakamlarında düşüş yaşanınca hammadde üreticilerini telaş sardı. Bu gerileme, Çin’de “cansız büyüme” göstergesi olarak yorumlandı.

Petrol fiyatlarındaki yukarı yönlü hareketlenmelerin Rus ekonomisini bir parça düzelttiği gözlemlense de, beklenen hızlı etkiyi yaratmadı. 2016 yılının ilk aylarında 30 dolar olan varil başı petrol fiyatları son haftalarda 50 dolar bandına gelse de ve Rus rublesi istikrarı yakalasa da, Rus ekonomisinde büyümeye dair belirtiler zayıf seyrediyor. Bazı yetkililerce ekonomideki düşüşün durduğu belirtilmesine rağmen, resesyondan çıkıldığı yönünde kuvvetli işaretler gelmiyor. Uzmanlar ülkede Ulusal Refah Fonunun, gerekli önlemlerin alınmaması halinde önümüzdeki yıl biteceği uyarısında bulunuyorlar. Petrol piyasasına istikrar getirilebilmesi için Rusya, Suudi Arabistan ve diğer üreticiler arasında görüşmeler devam ediyor. Suudi Arabistan’ın geçtiğimiz ay tüm zamanların rekorunu kırarak günlük ham petrol üretimini 10,67milyon varil/güne yükseltmesi ise dikkatlerden kaçmadı.

Brezilya’da 13 yıldır süren İşçi Partisi iktidarı, Devlet Başkanı Dilma Rousseff’in görevden alınması ile son bulmuş oldu. Rousseff, 2014’te yeniden iktidara geldiği genel seçimler öncesinde, devlet bankalarını kullanarak ve muhasebe oyunlarıyla kamu açığını gizlemek, düşük göstermek amacıyla bütçede usulsüzlük yapmakla suçlanıyor.2016 yaz olimpiyatlarına yaklaşık 12 milyar dolar harcayan ve geçen yıl yüzde 3,8 daralan ekonomisiyle Brezilya, ekonomik ve sosyal olarak ciddi sıkıntılar yaşıyor.

2015 yılı sonu Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) rakamlarına göre, Uluslararası Para Fonu (IMF) Nijerya’nın, Afrika kıtasının en büyük ekonomisi olma özelliğini Güney Afrika’ya kaptırdığını açıkladı. Güney Afrika, hem Afrika’nın en büyük ekonomisi hem de hem de kıtanın toplam sanayi üretiminin yüzde 40’ını yaratıyor. Geçtiğimiz günlerde Güney Afrika’dan Türkiye’ye gelen bir heyet, ekonomik işbirliği alanında yeni adımlar atılması yönünde İzmir ve Kocaeli’nde ziyaretlerde bulundular.

Küresel Enerjide 2014-2040 Arası Yüzde 25’lik Artış Bekleniyor

ExxonMobile dünyanın önde gelen enerji şirketlerinden ve her yıl Enerji Görünüm Raporu (Energy Outlook Report) hazırlayarak öngörülen enerji taleplerini açıklıyor. Bu yıl açıklanan rapora göre, 2014-2040 yılları arasında enerjide yüzde 25’lik bir artış meydana gelecek. Talep artışının meydana geleceği başlıca ülkeler arasında Çin, Hindistan ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler yer alıyor. Bu artışı sağlayacak olan kesimin ise orta gelirliler olacağını düşünülüyor. 2014 verilerine göre yaklaşık 2 milyar kişinin orta gelirli olduğu, bu rakamın 2030 yılı itibariyle 5 milyar kişiye ulaşacağı öngörülüyor. Bu kişilerin araç sahibi olma sayısındaki artış da enerji talebini artıracak başka bir unsur. ExxonMobil, araba sayısındaki artışın OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) kapsamında olmayan ülkelerde daha çok görüleceğini öngörüyor. Rapora göre; şu anda dünyanın en büyük enerji kaynağı taşımacılık ve petrokimya sektörlerinin ham maddesi olan petrolün, ilerleyen süreçte yine dünyanın en büyük enerji kaynağı olmaya devam edeceği belirtiliyor.

Türkiye Ekonomisinde Yatırımcı Güveni

Güven, yatırımcılar için en önemli kriterlerden birisidir. Bir yandan risk alırken diğer yandan yatırım yapılan ülkenin kısa ve uzun vadeli güvenirliği ölçülmeye çalışılır. Bunun için dünyada bazı kredi derecelendirme kuruluşları kurulmuştur. Ancak son yıllarda bu kurumların da ne kadar güvenilir olduğu şüphesi ortaya çıktı. Bu anlamda S&P, Fitch veya Moddy’s gibi kredi derecelendirme kuruluşları bir yere kadar yatırımcıya fikir verebilir. Her ne kadar S&P Türkiye’nin kredi notunu düşürse de, Fitch Türkiye’nin “yatırım yapılabilir” kredi notunu koruduğunu belirtti. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası küresel yatırımcıların Türkiye hakkındaki düşüncelerinde iyileşmeler görülüyor. Büyüme rakamlarında belki tahminlerin aşağı yönlü revize edilmesi gerekebilir, bu beklenen bir gelişmedir. Ancak Türkiye ekonomisi, çok zor bir süreçten geçmesine rağmen kırılgan olmadığını göstermiş oldu. Türkiye’de uzun yıllardan bu yana iş yapan uluslararası şirketlerin ülke ve bölge yöneticileri, darbe girişimi sonrası projelerine ara vermeden devam edeceklerini belirttiler.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Ağustos ayında 28 ayın ardından en fazla ihracat artışının gerçekleştirildiğini açıkladı. Türkiye’nin toplam ihracatı Ağustos’ta 2015’in aynı dönemine göre yüzde 6,9 artış göstererek 11 milyar 157 milyon dolar oldu.  2016’nın ilk 8 ayında 2015’in aynı dönemine göre yüzde 3,1 kayıpla 92 milyar 652 milyon dolarlık ihracat yapıldı. 12 aylık bazda ise yüzde 5 azalışla 140 milyar 906 milyon dolar ihracata gerçekleştirildi. Türkiye, ihracatın ithalatı karşılama oranını yükseltmeye devam ediyor. 2016 yılının ilk 7 aylık sürecinde Türkiye dış ticaret açığını yüzde 18,9’luk düşüşle tamamlamıştı. Burada dikkat edilmesi gereken parametre; kilo bazında artış olmasına rağmen toplam satışın azalması. Otomotiv ihracatında, 1 kg ürünü 6 $’a, konfeksiyonda 16 $’a ve kimyasal maddelerde 0,85 sent’e satıyoruz. Bu rakamları yani kilo başı rakamları artırırsak daha az malı daha iyi fiyata satmış oluruz. Bu aşamada, kaliteli ve inovasyona yönelik ürünler üretmemiz önem kazanıyor.

Rusya ile uçak düşürme krizi sonrası yaşanan gerginliklerin ardından, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 9 Ağustos’ta St. Petersburg’da bir araya gelmesi, iki ülke arasında buzların erimesini sağladı. Bundan sonraki süreçte, özellikle inşaat ve enerji alanındaki olumlu gelişmelerin hızlı olması bekleniyor. 24 Kasım 2015 tarihinde gerçekleşen uçak düşürme olayından 9 ay sonra, Rusya Havacılık Kurumu’ndan (Rosaviatsiya) Türkiye’ye yönelik Charter uçuş yasağının kaldırıldığı ve ilgilenen tüm havayolu şirketlerinin uçuş gerçekleştirmeye yönelik başvuruda bulunabileceği belirtildi. Tur şirketleri tarafından kullanılan uçuş sistemi olan Charter uçuşların yeniden başlayacak olması, turizmcilerin yüzlerini güldürdü. Temmuz ayında hem 9 günlük Ramazan Bayramı tatili hem de darbe teşebbüsü nedeniyle ekonomide daralma yaşanmıştı. Ancak bayram tatili özellikle turizmin canlanmasını sağladı.

Ağustos ayında Türkiye ekonomisindeki gelişmeler:

–                     ‘Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’ Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi: Vergi ve vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, gümrük vergileri, trafik, askerlik, nüfus, seçim, karayolu geçiş ücreti, RTÜK idari para cezaları, Yurt-Kur öğrenim ve katkı kredisi alacakları, SGK ve belediyelerin alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanun yürürlüğe girdi. [1]

–                     Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31 Aralık 2016’ya kadar Türkiye’ye getirenler, bu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecek. Bu konu kamuoyunda “Varlık Barışı” olarak biliniyor.

–                     Bakanlar Kurulunca, Türkiye ile Gürcistan arasında imzalanan enerji iş birliği anlaşması onaylandı. Anlaşma, iki ülke arasında enerji kaynakları, yeşil enerji ve enerji verimliliği, elektrik ticareti, yeni iletim altyapılarının geliştirilmesi ve Elektrik İletim Sistemi Operatörleri Avrupa Şebekesi’ne (ENTSO-E) entegrasyon sürecinde tarafların bilgi ve tecrübe paylaşımını kapsıyor.

–                     İran Dışişleri Bakanlığınca 15 Temmuz darbe girişiminin ardından seyahat acentelerine getirilen “Türkiye’ye tur satışı yasağı” kaldırıldı.

–                     Türkiye Varlık Fonu Kurulmasına ilişkin yasa teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

–                     Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) ile Türk şirketi Rönesans Holding arasında toplam 400 milyon dolarlık yatırım iş birliği anlaşması imzalandı.

Önümüzdeki dönemde bölgesel, dönemsel ve sektörel bazda olmak üzere hem küresel ekonomide hem de Türkiye’deki ekonomik gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.

*Bu makale TSE Standard, Ekonomik ve Teknik dergisi Ağustos 2016 sayısında yayınlanmıştır.

[1] Resmi Gazete, Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun Genel Tebliği http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/08/20160823M1-1.htm

Scroll to top
error: